BLOG

  • 0 Kamu Gözetimi Kurumu Tarafından Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Bakanlar Kurulu Kararına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kurul Kararı Yayımlanmıştır.

    0.00 of 0 Oy

    Kamu Gözetimi Kurumu Tarafından Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Bakanlar Kurulu Kararına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kurul Kararı Yayımlanmıştır. Numara          : 2019 / 01001 Tarih               : 18 Şubat 2019   Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Bakanlar Kurulu Kararına İlişkin Usul ve Esaslar hakkında 14.02.2018 tarihli 75935942-050.01.04-[01/72] sayılı Karar 16.02.2019 tarihli ve 30688 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.   Bilindiği üzere; 26.05.2018 tarihli ve 30432 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2018/11597 sayılı “Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar” ile 01.01.2018 tarihinden itibaren bağımsız denetime tabi olacak şirketlere ilişkin ölçütler yeniden belirlenmişti.   14.02.2018 tarihli 75935942-050.01.04-[01/72] sayılı Karar ile söz konusu Kararın uygulanmasına yönelik usul ve esaslar açıklanmıştır.   Kararda Bağımsız denetime tabi olmanın 3 genel ölçütü olan Aktif toplamı (35 milyon Türk Lirası), Yıllık net satış hasılatı (70 milyon TL) ve Çalışan sayısı 175 kişi ölçütlerinin nasıl hesaplanması gerektiği konuları mali tabloların münferit ve konsolide olması açısından, yıllar itibarıyla kapsama girme ve kapsamdan çıkma açısından, Esas alınacak finansal tablolar açısından, örnekleriyle detaylı olarak açıklanmıştır.   Buna göre; Bağımsız Denetime Tabi Olmaya İlişkin Usul ve Esaslar aşağıdaki gibidir.     Bağımsız Denetime Tabi Olma Ölçütleri   Hesap Dönemi Bilanço aktif toplamı 35 milyon TL veya üzeri midir? Yıllık net satış hasılatı 70 milyon TL veya üzeri midir? Çalışan sayısı 175 veya üzeri midir? Kriterlerden en az ikisini sağlıyor mu? Denetime tabi midir? 1/1-31/12 20X6 Evet Hayır Hayır Sağlamıyor Referans yıl 1/1-31/12 20X7 Evet Evet Hayır Sağlıyor Referans yıl 1/1-31/12 20X8 Evet Hayır Evet Sağlıyor Tabi değildir 1/1-31/12 20X9 Evet Evet Hayır Sağlıyor Tabidir     Denetim, şirketin konsolide finansal tablolarının yanında münferit finansal tablolarını da içerir.   Karar uyarınca denetime tabi olma şartlarını taşımayan bir şirket, sadece ana ortaklığının, bağlı ortaklığının veya iştirakinin Karar kapsamında denetime tabi olması nedeniyle denetime tabi olmaz. Bu durum, topluluk denetçisinin konsolide finansal tabloların denetimine ilişkin 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve TDS çerçevesindeki yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz.     Esas Alınacak Finansal Tablolar   Denetime tabi olunup olunmadığının belirlenmesinde, şirketler ile bu şirketlerin bağlı ortaklıkları ve iştiraklerinin aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı hesaplanırken vergi mevzuatı çerçevesinde kamu idarelerine sunulmak üzere hazırlanan son İki hesap dönemine ilişkin bilanço ve gelir tablosu dikkate alınır. Denetim kapsamına girildikten sonra 11 inci madde hükmü uygulanır. Bu şirketlerin yurtdışında bulunan bağlı ortaklık ve iştiraklerinin, varsa denetimden geçmiş uluslararası muhasebe standartlarına uygun finansal tabloları, olmaması halinde tabi oldukları mevzuat uyarınca hazırladıkları finansal tabloları dikkate alınır.     Aktif Toplamı Ve Yıllık Net Satış Hasılatının Hesaplanması   Aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatının hesabında, 62’ncı maddede belirtilen finansal tablolar çerçevesinde, varsa şirketin bağlı ortaklıklarının ve iştiraklerinin aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı da dikkate alınır,   Bağlı ortaklıkları veya iştirakleri bulunan şirketlerin aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı tutarının hesabında aşağıdaki İşlemler yapılır:   Aktif toplamının hesabında, şirketin kendi aktif toplamından, bağlı ortaklıklarının ve iştiraklerinin kayıtlı değerleri çıkarılır. Bulunan tutara, bağlı ortaklıklarının aktif toplamının tamamı ve iştiraklerinin aktif toplamından kendi iştirak hissesi payına düşen kısmı eklenir.   Yıllık net satış hasılatının hesabında, şirketin kendi yıllık net satış hasılatına bağlı ortaklıklarının yıllık net satış hasılatının tamamı, iştiraklerinin yıllık net satış hasılatından kendi iştirak hissesi payına düşen kısmı eklenir,   Grup içi işlemlerden doğan varlık, borç, gelir ve giderlerden, bağlı ortaklıklarla olanların tamamı, şirketin ve bağlı ortaklıkların doğrudan İştirakleriyle olanlarının ise hisselerine düşen payı elimine edilir.   Şirketlerin bağlı ortaklıkları aracılığıyla dolaylı olarak sahip oldukları bağlı ortaklıklar ve iştirakler de şirketin bağlı ortaklığı ve iştiraki olarak değerlendirilir.   Örneğin; A Şirketinin B Şirketinde %70, B Şirketinin ise C ve D Şirketlerinde sırasıyla %60 ve %15 oranlarında oy hakkına sahip olduğu durumda, A Şirketi aktif toplamını ve yıllık net satış hasılatını hesaplarken, C Şirketini bağlı ortaklığı, D Şirketini de %15 oranında oy hakkına sahip olduğu iştiraki olarak değerlendirir.   Şirketlerin veya bağlı ortaklıkların iştiraklerinin sahip olduğu bağlı ortaklıklar ve iştirakler, ilgili iştirakin finansal tablolarındaki değerleri üzerinden dikkate alınır. Bu sebeple, şirketin veya bağlı ortaklıkların iştiraklerinin bağlı ortaklıkları ve iştirakleri eliminasyon işlemlerine dahil edilmez.   Örneğin; A Şirketinin B Şirketinde %40, B Şirketinin ise C ve D Şirketlerinde sırasıyla %60 ve %15 oranlarında oy hakkına sahip olduğu durumda, A Şirketi aktif toplamını ve yıllık net satış hasılatını hesaplarken, sadece B Şirketini iştiraki olarak değerlendirir. C ve D Şirketlerinin aktif toplamını ve yıllık net satış hasılatını dikkate almaz. Dolayısıyla, C ve D Şirketlerinin A ve B Şirketleriyle gerçekleştirdiği işlemler eliminasyona dahil edilmez.   Aktif toplamının ve yıllık net satış hasılatının hesabında, şirketin yurtdışındaki bağlı ortaklıklarının ve iştiraklerinin aktif toplamları ve yıllık net satış hasılatı da dikkate alınır.     Çalışan Sayısının Hesaplanması   Şirketin çalışan sayısının belirlenmesinde, muhtasar beyannamede veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde bildirilen aylık toplam çalışan sayısının yıllık ortalaması dikkate alınır. Söz konusu yıllık ortalama, aylar itibarıyla aylık çalışan sayılarının toplamının on ikiye bölünmesiyle elde edilir. Çıraklık ve mesleki eğitim sözleşmesi kapsamında şirkette mesleki eğitim gören çıraklar ve staj yapan öğrenciler çalışan sayısının hesabında dikkate alınmaz,   Ortalama çalışan sayısının belirlenmesinde, ana ortaklığın ve bağlı ortaklıkların bu maddeye göre hesaplanan çalışan sayılarının toplamı dikkate alınır. İştiraklerin bu maddeye göre hesaplanan çalışan sayısı ise şirketin iştirakteki hissesi oranında dikkate alınır.   Örneğin, B Şirketi A Şirketinin bağlı ortaklığı olup A Şirketinin C Şirketinde %20 payı vardır ve C Şirketi A Şirketinin iştiraki niteliğindedir. Söz konusu şirketlerin aylık çalışan sayılarına ilişkin bilgiler aşağıdaki tabloda yer almaktadır:   Aylar A Şirketi B Şirketi C Şirketi Ocak 300 170 180 Şubat 305 180 170 Mart 310 185 145 Nisan 305 195 150 Mayıs 300 185 150 Haziran 295 180 160 Temmuz 290 170 160 Ağustos 285 135 160 Eylül 290 140 170 Ekim 310 165 180 Kasım 310 165 180 Aralık 300 170 140 Toplam 3600 2040 1945 Yıllık ortalama (Toplam/12) 300,00    170,00    162,08     Yukarıdaki tabloda, şirketler itibarıyla yıllık çalışan sayısı ve ortalama çalışan sayısı hesaplanmıştır. Buna göre, A Şirketinin yıllık ortalama çalışan sayısı hesaplanırken; A ve B Şirketlerinin yıllık ortalama çalışan sayılarının tamamı İle C Şirketinin yıllık ortalama çalışan sayısının sadece %20'si toplanır. Dolayısıyla, A Şirketi için toplam yıllık ortalama çalışan sayısı (300 +170 4- (162,08 x %20) =) 502,42'dir.   Çalışan sayısının hesabında, 7’nci madde çerçevesinde şirketin kendisinin, bağlı ortaklıklarının ve iştiraklerinin yurtiçindeki ve yurtdışındaki çalışan sayıları da dikkate alınır.     Birden Fazla Takvim Yılma Sirayet Eden İnşaat Ve Onarma İşleri   Ek olarak, birden fazla takvim yılma sirayet eden inşaat ve onarma işlerini üstlenen şirketler açısından aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı aşağıdaki gibi tespit edilir:   Aktif toplamının hesabında Tekdüzen Hesap Planında yer alan "170-177 Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Maliyetleri" hesapları dikkate alınmaz.   Yıllık net satış hasılatının hesabında, Tekdüzen Hesap Planında yer alan "350-358 Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Hakediş Bedelleri" hesaplarına sadece ilgili dönemde kaydedilen tutarlar yıllık net satış hasılatına eklenir.   İşin bitiminde Tekdüzen Hesap Planında yer alan 350-358 no.lu hesaplardan ilgili dönem gelir tablosuna aktarılan kısımlar yıllık net satış hasılatının hesabında dikkate alınmaz.     Denetim Kapsamından Çıkma   Eşik değerleri aştığı için denetime tabi olan şirketler, tek başına veya bağlı ortaklıkları ve iştirakleriyle birlikte yukarıda belirtilen ölçütlerden en az ikisine ait eşik değerlerin iki hesap döneminde art arda altında kalması durumunda, müteakip hesap döneminden itibaren denetimin kapsamından çıkar. Birbirini takip eden hesap dönemlerinde eşik değerlerin altında kalman iki ölçütün aynı olması şart değildir.   Aşağıdaki tabloda Örnek bir şirket için hesap dönemleri itibarıyla ölçütlerin eşik değerlerinin sağlanması ve denetimin kapsamından çıkma durumu gösterilmiştir.   Hesap Dönemi Bilanço aktif toplamı 35 milyon TL veya üzeri midir? Yıllık net satış hasılatı 70 milyon TL veya üzeri midir? Çalışan sayısı 175 veya üzeri midir? Kriterlerden en az ikisini sağlıyor mu? Denetime tabi midir? 1/1-31/12 20X6 Evet Hayır Evet Sağlıyor Referans yıl 1/1-31/12 20X7 Evet Evet Hayır Sağlıyor Referans yıl 1/1-31/12 20X8 Evet Hayır Hayır Sağlamıyor Tabidir 1/1-31/12 20X9 Hayır Hayır Evet Sağlamıyor Tabidir 1/1-31/12 20Y0 Evet Hayır Evet Sağlıyor Tabi değildir     31/12/20X8 tarihinde sona eren hesap döneminde ölçütlerden en az ikisinin eşik değerlerinin yüzde yirmi veya daha fazla oranda altında kalınmadığı varsayılmıştır.   Denetime tabi olan şirketler, daha sonraki hesap dönemlerinde denetim kapsamında olup olmadıklarını değerlendirirken, aktif toplamının ve yıllık net satış hasılatının hesabında TMS'ye uygun olarak hazırladıkları finansal tablolarda yer alan tutarları esas alır. Bu durumda, ilgili TMS uyarınca konsolide finansal tablo hazırlayan şirketlerin, bağlı ortaklıklarının tam konsolidasyon yöntemine, iştiraklerinin ise özkaynak yöntemine göre konsolide edildikleri finansal tabloları kullanılır. Bağlı ortaklığı veya iştiraki bulunan ancak ilgili TMS uyarınca konsolide finansal tablo hazırlamayan (örneğin BOBİ FRS'yi uygulayan orta büyüklükteki) şirketlerde bağlı ortaklık veya iştirakin aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatının hesaplamaya dahil edilmesinde 7’nci madde hükmü uygulanır.   BOBİ FRS'yi ilk kez uygulayan şirketlerin önceki döneme ait karşılaştırmalı finansal tablolarını bu standarda göre hazırlamadığı durumda bir önceki yılın yıllık net satış hasılat tutarının belirlenmesinde kendileri ile bağlı ortaklıkları ve iştiraklerinin vergi mevzuatı çerçevesinde kamu idarelerine sunulmak üzere hazırladıkları gelir tablolarındaki tutarlar dikkate alınarak 7 ve 9 uncu madde hükümleri uygulanır.   TMS'yi uygulayan şirketler açısından, bağlı ortaklık ve iştirak kavramları 6102 sayılı Kanun ve ilgili TMS'deki anlamlarıyla dikkate alınır.   Ortalama çalışan sayısının hesabında yukarıdaki hükümler uygulanır.   Söz konusu kurul kararına ulaşmak için tıklayınız.     Saygılarımızla.

  • 0 Konkordato Müessesesinin Şüpheli Alacak Karşılığı Uygulaması Karşısındaki Durumuna İlişkin VUK Sirküleri Yayımlandı.

    0.00 of 0 Oy

    Konkordato Müessesesinin Şüpheli Alacak Karşılığı Uygulaması Karşısındaki Durumuna İlişkin VUK Sirküleri Yayımlandı. Numara          : 2019 / 01002 Tarih               : 15 Şubat 2019   Konkordato müessesesinin şüpheli alacak karşılığı uygulaması karşısındaki durumu hakkında 14.02.2018 tarihli ve VUK-112 / 2019-2 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri yayımlanmıştır.   Bilindiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda, 28/2/2018 tarihli ve 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunla yapılan değişiklikler kapsamında iflas ertelemesi müessesesinin kaldırılarak konkordato müessesesinin kapsamlı bir şekilde yeniden düzenlenmiştir.   Sirkülerde; konkordato sürecine giren borçludan olan alacakların 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesi kapsamındaki durumuna ilişkin açıklamalar yapılmıştır.   213 sayılı Kanunun 323. maddesi uygulamasında, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olan; dava veya icra safhasındaki alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta ve münhasıran maddede belirtilen şartları haiz alacaklar için karşılık ayrılması mümkün bulunmaktadır.   Öte yandan, konkordato, bir borçlunun, alacaklılarının belli bir çoğunluğu ile yaptığı ve ticaret mahkemesinin tasdiki ile hüküm ifade eden bir cebri anlaşma olup, bununla alacaklılar, borçluya karşı olan alacaklarının bir kısmından feragat ederler ve/veya borçluya borcunu ödeme konusunda belli bir süre verirler. Konkordato; temelde iflasın engellenmesini ve borçlunun borçlarının yeniden yapılandırılmasını amaç edinmiş bir kurumdur.   2004 sayılı Kanun uygulamasında konkordato süreci; geçici mühlet, kesin mühlet, konkordatonun reddi, konkordato projesinin tasdiki gibi çeşitli aşamalarda düzenlenmiş olup, ilgili aşamaların şüpheli alacak karşılığı uygulaması karşısındaki durumuna aşağıda yer verilmiştir.     Geçici Mühlet Kararı Verilmesi   Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal ettirilmemiş alacaklar için geçici mühlet kararının ilan edildiği hesap dönemi itibariyle şüpheli alacak karşılığı ayrılabilecektir.   Geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin karar verilmiş olması durumunda ise;   - Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmiş olması nedeniyle karşılık ayrılan alacaklar için herhangi bir düzeltme yapılmaması,   - Geçici mühlet kararının ilan edilmesi ile karşılık ayrılan alacaklar için ise, ayrılmış olan karşılıkların geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararın ilan edildiği hesap dönemi itibariyle düzeltilmesi (karşılığın iptal edilmesiyle gelir hesabına alınması)     Diğer taraftan, bu alacakların dava veya icra safhasına intikal etmesi durumunda genel hükümler çerçevesinde şüpheli alacak karşılığı ayrılmasının mümkün olduğu tabiidir.     Kesin Mühlet Kararı Verilmesi   Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması durumunda geçici mühlet verilmiş olan borçluya kesin mühlet verilmektedir.   Bu süreçte alacaklılar tarafından dava veya icra süreçleri yürütülemediğinden daha önce ayrılmış olan karşılıklara ilişkin herhangi bir düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.   Geçici mühlet kararının ilan edildiği hesap dönemi itibariyle şüpheli alacak karşılığı ayrılmamışsa sonraki hesap döneminde kesin mühlet kararının ilan edilmesi durumunda şüpheli alacak karşılığı ayrılamaz.   Konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmenin kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleşmesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi halinde;   - Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmiş olması nedeniyle karşılık ayrılan alacaklar için herhangi bir düzeltme yapılmaması,   - Geçici mühlet kararının ilan edilmesi ile karşılık ayrılan alacaklar için ise ayrılmış olan karşılıkların konkordatonun reddine ilişkin kararın ilan edildiği hesap dönemi itibariyle düzeltilmesi     Diğer taraftan, bu alacakların dava veya icra safhasına intikal etmesi durumunda genel hükümler çerçevesinde şüpheli alacak karşılığı ayrılmasının mümkün olduğu tabiidir.   Mahkeme tarafından kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verilmesi durumunda ise iflas masasına kaydedilen alacaklarda şüpheli olma hali devam edeceğinden daha önce ayrılan karşılıklara ilişkin düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.     Konkordato Projesinin Tasdik Edilmesi veya Reddedilmesi   Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceğinin belirtilmesi gerekmekte olduğu için bu kapsamda, alacakların borçlu lehine vazgeçilen kısmı, değersiz alacak niteliğini kazanacak ve değersiz alacak ile bu alacağa isabet eden karşılık, konkordatonun tasdiki kararının ilan edildiği (bağlayıcı hale geldiği) hesap dönemi itibariyle yok edilecektir.   Alacağın vazgeçilmeyen kısmının vadesi ise proje çerçevesinde uzatılmış olacağı için mahkemece tasdik edilen konkordato projesiyle alacaklı ile borçlu arasında yeni bir borç ilişkisi kurularak eski borç vade/miktar itibariyle yenilendiğinden bu alacaklar, şüpheli alacak olma vasfını kaybedecektir.   Konkordatonun tasdik edilmemesi (reddedilmesi) durumunda; bu kararın ilân edilerek ilgili yerlere bildirilmesi ile borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde, borçlunun iflâsına resen karar verilmesi öngörülmüş olacağı için iflas masasına kaydedilen alacaklarda şüphelilik hali devam edeceğinden daha önce ayrılan karşılıklara ilişkin düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.   Söz konusu Sirkülere ulaşmak için tıklayınız.   Saygılarımızla.

  • 0 Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 17)

    0.00 of 0 Oy

    Resmi Gazete No: 30687   Resmi Gazete Tarihi:                                                                         15/02/2019   MADDE 1 – 3/4/2007 tarihli ve 26482 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nin “4.13.3. Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesi” başlıklı bölümünün beşinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerce, ortak dışı işlemlerden doğan kazancın ve kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından ortak dışı işlem kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, ortak dışı işlemlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının diğer işlemlerle ilişkilendirilmemesi ve kooperatif tarafından tutulan defterlere, bu ayrımı sağlayacak şekilde kaydedilmesi gerekmektedir.” MADDE 2 – Aynı Tebliğin “15.3.10. Fon ve yatırım ortaklıklarının istisna kazançları üzerinden yapılacak vergi kesintisi” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir. “15.3.11. Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamındaki ödemelerde vergi kesintisi Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi uyarınca, Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamındaki ödemelerden vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin yedinci fıkrası ile Cumhurbaşkanına; ödeme yapılan kişilerin mükellef olup olmamasına, ödeme yapan veya ödemeye aracılık edenlerin vergi kanunlarına göre vergi kesintisi yapmak zorunluluğu bulunup bulunmamasına, ödemenin konusunun mal veya hizmet alım satımı olup olmamasına, elektronik ortamda gerçekleştirilip gerçekleştirilmemesine, ödeme yapılanın bu tutarı vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapıp yapmamasına bakılmaksızın, vergiye tabi işlemlere taraf veya aracı olanlara vergi kesintisi yaptırmaya, iş grupları, iş nevileri, sektörler ve emtia grupları itibarıyla, vergiye tabi işlemle ilgili, vergi kanunlarında belirtilen alt ve üst limitler arasında olmak şartıyla, farklı kesinti oranları tespit etmeye yetki verilmiştir. 15.3.11.1. Kesinti kapsamına alınan ödemeler Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin yedinci fıkrası ile Cumhurbaşkanına verilen yetki, 19/12/2018tarihli ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 18/12/2018 tarihli ve 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile kullanılmıştır. Söz konusu Kararın eki Kararın 1 inci maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasında sayılanlara internet ortamında verilen reklam hizmetlerinin vergi kesintisi kapsamına alınmış olduğu, bu hizmetlere ilişkin olarak hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemelerden, ödeme yapılan kişilerin mükellef olup olmamasına bakılmaksızın vergi kesintisi yapılması gerektiği yönünde düzenleme yapılmıştır. Mezkûr Kararın 2, 3 ve 4 üncü maddeleri gereğince, internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere (ödeme yapılan kişilerin mükellef olup olmamasına bakılmaksızın) yapılan ödemeler üzerinden; - Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca %15, - Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesi uyarınca %0, - Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. 15.3.11.1.1. İnternet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin ödemeler üzerinden yapılacak vergi kesintisi 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının birinci maddesinin birinci fıkrasına eklenen on birinci bent uyarınca, internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemeler üzerinden %0 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. Buna göre, Tebliğin (15.1.) bölümünde sayılan vergi kesintisi yapmakla sorumlu olanlar, tam mükellef bir kurum tarafından kendilerine internet ortamında verilen reklam hizmeti karşılığında bu kuruma yapacakları ödemeler üzerinden %0 oranında vergi kesintisi yapmakla yükümlüdürler. Tebliğin (15.1.) bölümünde sayılan vergi kesintisi yapmakla sorumlu olanlar dışında kalanların ise tam mükellef bir kurumdan aldığı internet ortamındaki reklam hizmetleri karşılığında bu kuruma yapacakları ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapma yükümlülükleri bulunmamaktadır. İnternet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin ödemelerin bu hizmetin verilmesine aracılık eden tam mükellef bir kuruma yapılması halinde, bu ödemeler üzerinden %0 oranında vergi kesintisi yapılacaktır. Öte yandan, internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık eden tam mükellef kurum tarafından, bu hizmetin karşılığı olarak hizmeti verene yapılan ödemeler üzerinden de vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla, ödemenin bu hizmetin verilmesine aracılık eden kuruma yapılması ve daha sonra hizmete aracılık eden kurum tarafından tahsil edilen hizmet bedellerinin asıl hizmet sunucusuna ödenmesinde de vergi kesintisi yapılması gerekmekte olup asıl hizmet sunucusunun tam mükellef olması halinde vergisi kesintisi oranı %0 olarak uygulanacaktır. Ayrıca, internet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık eden gerçek kişilere yapılan ödemelerde vergi kesintisi oranı %15 olarak uygulanacaktır. Söz konusu vergi kesintisi uygulamasında gerçek kişinin tam veya dar mükellef olmasının bir önemi bulunmamaktadır. İnternet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık edenlerin mükellef olup olmadığına bakılmaksızın, bu hizmetlere ilişkin ödemelerden vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 1/1/2019 tarihinden itibaren yapılacak ödemelere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiş olup hizmet bu tarihten önce verilmiş olsa dahi, anılan tarihten itibaren (bu tarih dahil) yapılan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılacaktır. Söz konusu vergi kesintisinin uygulanması açısından, internet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık edenlere anılan Kararın yürürlük tarihinden önce nakden veya hesaben ödeme yapılmış olması halinde,  bu ödemelerin konusunu teşkil eden hizmetlere ilişkin olarak 1/1/2019 tarihinden sonra yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılmayacaktır. Örneğin, (Z) A.Ş. Ekim 2018 döneminde (B) Reklamcılık Ltd. Şti.’den internet ortamında reklam hizmeti almış ve bu hizmete ilişkin (B) Reklamcılık Ltd. Şti. tarafından Kasım 2018 döneminde düzenlenen faturayı yasal defterlerine kaydetmiştir. Aralarındaki anlaşma gereği (Z) A.Ş. hizmet bedelinin ödemesini 15 Ocak 2019 tarihinde yapacaktır. Kasım 2018 döneminde faturanın (Z) A.Ş.’nin defterlerine kaydedilmesi ile hesaben ödeme gerçekleşmiş olduğundan 15 Ocak 2019 tarihinde yapılacak nakden ödeme üzerinden vergi kesintisi yapılmasına gerek bulunmamaktadır.” MADDE 3 – Aynı Tebliğin “30.4.10. Dar mükellef kurumlarca yapılan türev işlemlerde vergi kesintisi” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir. “30.4.11. Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamındaki ödemelerde vergi kesintisi Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca, Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamındaki ödemelerden vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. 30.4.11.1. Kesinti kapsamına alınan ödemeler Tebliğin (15.3.11.) bölümünde açıklandığı üzere, 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasında sayılanlara internet ortamında verilen reklam hizmetleri vergi kesintisi kapsamına alınmış olup bu hizmetlere ilişkin olarak hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemelerden, ödeme yapılan kişilerin mükellef olup olmamasına bakılmaksızın vergi kesintisi yapılması gerektiği yönünde düzenleme yapılmıştır. Mezkûr Kararın üçüncü maddesi ile, Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde yer alan dar mükellefiyete tabi kurumların vergi kesintisine tabi kazanç ve iratlarından yapılacak vergi kesintisi oranları hakkındaki 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1 inci maddesinin birinci fıkrasına (15) numaralı bent eklenmiş ve internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemeler üzerinden yapılacak vergi kesintisi oranı %15 olarak belirlenmiştir. 30.4.11.1.1. İnternet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin ödemeler üzerinden yapılacak vergi kesintisi 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yapılan değişiklik uyarınca, internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti veren veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık eden dar mükellef kurumlara yapılan ödemeler üzerinden %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. Buna göre, Tebliğin (15.1.) bölümünde sayılan vergi kesintisi yapmakla sorumlu olanlar, dar mükellefiyete tabi bir kurumun internet ortamında verdiği reklam hizmeti karşılığında bu kuruma yapacakları ödemeler üzerinden %15 oranında vergi kesintisi yapmakla yükümlüdürler. Tebliğin (15.1.) bölümünde sayılan vergi kesintisi yapmakla sorumlu olanlar dışında kalanların ise dar mükellef bir kurumdan aldığı internet ortamındaki reklam hizmetleri karşılığında bu kuruma yapacakları ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapma yükümlülükleri bulunmamaktadır. Asıl hizmet sunucusu olan dar mükellef bir kurum tarafından internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin ödemelerin, bu hizmetlere aracılık eden tam mükellef bir kuruma yapılması durumunda, Tebliğin (15.3.11.) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir. Ancak, hizmete aracılık eden tam mükellef kurum tarafından, internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin tahsil edilen bedellerin, internet ortamında reklam hizmeti veren asıl hizmet sunucusu dar mükellef kuruma ödenmesinde, bu ödemeler üzerinden hizmete aracılık eden tam mükellef kurum tarafından %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. Ayrıca, internet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık eden dar mükellef gerçek kişilere yapılan ödemelerde vergi kesintisi oranı %15 olarak uygulanacaktır. İnternet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık edenlerin mükellef olup olmadığına bakılmaksızın, bu hizmetlere ilişkin ödemelerden vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 1/1/2019 tarihinden itibaren yapılacak ödemelere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiş olup hizmet bu tarihten önce verilmiş olsa dahi, anılan tarihten itibaren (bu tarih dahil) yapılan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılacaktır. Söz konusu vergi kesintisinin uygulanması açısından, internet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık edenlere anılan Kararın yürürlük tarihinden önce nakden veya hesaben ödeme yapılmış olması halinde,  bu ödemelerin konusunu teşkil eden hizmetlere ilişkin olarak 1/1/2019 tarihinden sonra yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılmayacaktır. Örneğin, (C) A.Ş. reklam acenteliği faaliyetinde bulunan Bay (E) aracılığıyla Kasım 2018 döneminde kanuni ve iş merkezi İrlanda’da bulunan (L) Ltd.’den internet ortamında reklam hizmeti almıştır. (C) A.Ş., 100.000 ABD Doları olan hizmet bedelinin %25 lik kısmını anlaşma gereği Kasım 2018 döneminde avans olarak Bay (E)’ye ödemiştir. (L) Ltd. bu reklam hizmetine ilişkin faturayı Bay (E) adına Aralık 2018 döneminde düzenlemiş ve Bay (E) faturayı bu dönemde yasal defterlerine kaydetmiştir. Bay (E) de reklam hizmet bedeline ilişkin olarak Aralık 2018 döneminde (C) A.Ş. adına fatura düzenlemiş ve (C) A.Ş. söz konusu faturayı aynı dönemde yasal defterlerine kaydetmiştir. (C) A.Ş. hizmet bedelinin kalan kısmını 20 Ocak 2019 tarihinde Bay (E)’ye ödemiş, Bay (E) ise hizmet bedelinin tamamını 31 Ocak 2019 tarihinde (L) Ltd.’nin hesabına transfer etmiştir. Kasım 2018 döneminde yapılan avans ödemesiyle bir kısmı nakden ve Aralık 2018 döneminde faturanın (C) A.Ş.’nin defterlerine kaydedilmesiyle hesaben ödemesi gerçekleşen hizmete ilişkin olarak, 20 Ocak 2019 tarihinde Bay (E)’ye yapılan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır. Kanuni ve iş merkezi İrlanda’da bulunan (L) Ltd. tarafından reklam hizmetine ilişkin düzenlenen faturanın Bay (E)’nin yasal defterlerine Aralık 2018 döneminde kaydedilmesi ile hesaben ödeme gerçekleşmiş olduğundan Bay (E)’nin 31 Ocak 2019 tarihinde yaptığı nakden ödeme üzerinden vergi kesintisi yapmasına gerek bulunmamaktadır.” Tebliğ olunur.

  • 0 2019 Yılı İçin İndirimli Orana Tabi İşlemlerde İade Alt Sınırına İlişkin 22 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliği Yayımlandı.

    0.00 of 0 Oy

    2019 Yılı İçin İndirimli Orana Tabi İşlemlerde İade Alt Sınırına İlişkin 22 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliği Yayımlandı. Numara          : 2019-01-001 Tarih               : 5 Ocak 2019   22 Seri No.lu ”KDV Genel Uygulama Tebliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” 31.12.2018 tarihli ve 30642 sayılı 3. Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.   Tebliğe göre; 2019 yılı için indirimli orana tabi işlemlerde iade alt sınırı 14.100 TL olarak belirlenmiştir.   Buna göre, 2019 yılında gerçekleştirilecek indirimli orana tabi işlemler nedeniyle yüklenilip indirim konusu yapılamayan KDV tutarının 14.100 TL’si iade edilmeyecek, bu tutarın üzerinden kalan kısmı iade edilecektir.   Söz konusu tebliğe ulaşmak için tıklayınız.   Tebliğ hükümleri 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir.   Saygılarımızla.

  • 0 Gelir İdaresi Başkanlığı Tarafından Defter Beyan Sistemine İlk Girişte Dikkat Edilmesi Gerekenler Hakkında Duyuru Yayımlandı.

    0.00 of 0 Oy

    Gelir İdaresi Başkanlığı Tarafından Defter Beyan Sistemine İlk Girişte Dikkat Edilmesi Gerekenler Hakkında Duyuru Yayımlandı.   Numara          : 2019-01-003 Tarih               : 5 Ocak 2019     Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından ilgili web sitesinde (www.defterbeyan.gov.tr) 02.01.2019 tarihinde Defter Beyan Sistemine İlk Girişte Dikkat Edilmesi Gerekenler Hakkında Duyuru Yayımlanmıştır.   Söz konusu duyuru aşağıdaki gibidir.   Defter-Beyan Sistemine 2019 yılı için ilk kez giriş yapıldığında mükelleflerin sicil kayıtlarında yer alan bilgileri ile başvurularında ya da Sistemdeki mevcut bilgiler kontrol edilmekte ve eğer bir eksiklik ya da hata var ise bu konuda bilgilendirme yapılmaktadır.   Bu kapsamda, sicil kayıtlarındaki gelir unsuru bilgisi (ticari kazanç, serbest meslek kazancı, basit usul ticari kazanç gibi) mevcut faaliyeti ile uyumlu olmayan (örneğin serbest meslek faaliyetinde bulunmasına rağmen sicil kayıtlarındaki gelir unsuru ticari kazanç olan), gelir unsurunun işe başlama tarihi eksik veya hatalı olan ya da sicil kayıtlarında gelir unsuru bilgisi olmayan mükelleflerle Sisteme giriş yaptıklarında uyarı mesajları paylaşılmaktadır.   Söz konusu uyarı mesajları ile karşılaşan mükelleflerin vergi dairesi sicil servisinden bahse konu eksiklikleri ya da hataları düzelttirmeleri gerekmektedir. Bu işlem İnteraktif Vergi Dairesi üzerinden “Genel Amaçlı Dilekçe” menüsü aracılığıyla yapılabileceği gibi vergi dairesine gidilerek de yapılabilir. Değişiklikler yapıldıktan sonra tekrar giriş yapılarak Sistem kullanılabilir.   İlgili duyurulara ulaşmak için tıklayınız.   Saygılarımızla.

  • 0 2019 Yılında Gelir Vergisi Kanuna Göre Uygulanacak Bazı Parasal Büyüklüklerle Maktu Had Ve Tutarlara İlişkin Tebliğ Yayımlandı.

    0.00 of 0 Oy

    2019 Yılında Gelir Vergisi Kanuna Göre Uygulanacak Bazı Parasal Büyüklüklerle Maktu Had Ve Tutarlara İlişkin Tebliğ Yayımlandı. Numara          : 2019-01-006 Tarih               : 5 Ocak 2019   305 Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği 31.12.2018 tarihli ve 30642 sayılı 3. Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.   Tebliğle; 2019 yılında Gelir Vergisi Kanunu’na Göre Uygulanacak İndirim Ve İstisna Tutarları ile Kanun’un 21, 23/8, 31, 47, 48, mükerrer 80, 82, 86, 89/15, 103 ve mükerrer 121. maddelerinde yer alan ve yeniden değerleme oranında artırılan maktu had ve tutarlar, basit usule tabi mükelleflerde toplu belge düzenleme uygulaması ile 01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilen bir kısım menkul kıymetlerden 2018 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iradının beyanında dikkate alınacak indirim oranı uygulamasına ilişkin hususlar açıklanmıştır.   Kanunun mükerrer 123. maddesi hükmü uyarınca, Kanunun 21, 23/8, 31, 47, 48, mükerrer 80, 82, 86, 89/15 ve 103. maddelerinde yer alan ve 2018 yılında uygulanan had ve tutarlar 503 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 2018 yılı için % 23,73 (yirmiüç virgül yetmişüç) olarak tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle belirlenmiş, 2019 takvim yılında uygulanacak olan had ve tutarlar buna göre tespit edilmiştir.   Tebliğe göre belirlenen tutarlar aşağıdaki gibidir;   Gelir Vergisi Kanunu’nun 21. maddesinde yer alan mesken kira gelirleri (Gayrimenkul sermaye iratları) için uygulanan istisna tutarı, 2019 takvim yılında elde edilen kira gelirleri için 400 TL,   Gelir Vergisi Kanunu’nun 23/8 numaralı bendine göre hizmet erbabına işyeri veya işyerinin müştemilatı dışında kalan yerlerde yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlere ilişkin istisna tutarı 19 TL,   Gelir Vergisi Kanunu’nun 31.maddesinin ikinci fıkrasında yer alan engellilik indirimi tutarları; Birinci derece engelliler için 1.200 TL, İkinci derece engelliler için 650 TL, Üçüncü derece engelliler için 290 TL,   Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. maddesinde yer alan değer artışı kazançlarına ilişkin istisna tutarı, (2019 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere) 800 TL,   Gelir Vergisi Kanunu’nun 82. maddesinde yer alan arızi kazançlara ilişkin istisna tutarı 33.000 TL,   Gelir Vergisi Kanunu’nun 86. maddesinde yer alan; tevkifata tabi tutulmuş menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarına ilişkin beyanname verme sınırı, (2019 takvim yılı gelirleri için) 000 TL (gelir vergisi tarifesinin 2. gelir dilimi),   Gelir Vergisi Kanunu’nun 86.maddesinde yer alan tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarına ilişkin beyanname verme sınırı 2.200 TL,   Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinin birinci fıkrasının (15) numaralı bendinde yer alan basit usule tabi mükellefler için kazanç indirimi tutarı 11.000 TL,   Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendine göre basit usule tabi olmanın genel şartları Büyükşehir belediye sınırları içinde 9.000 TL ve Diğer yerlerde 6.000 TL,   Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesinin birinci fıkrasına göre basit usule tabi olmanın özel şartları sırasıyla:   - 1 numaralı bent için 120.000 TL ve 180.000 TL, - 2 numaralı bent için 60.000 TL, - 3 numaralı bent için 120.000 TL   Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. maddesinin birinci fıkrasında yer alan gelir vergisine tabi gelirlerin vergilendirilmesinde (2019 takvim yılı gelirlerinin vergilendirilmesinde esas alınmak üzere) esas alınan tarife, 000 TL'ye kadar % 15 000 TL'nin 18.000 TL'si için 2.700 TL, fazlası için % 20 000 TL'nin 40.000 TL'si için 7.100 TL, (ücret gelirlerinde 148.000 TL'nin 40.000 TL'si için 7.100 TL), fazlası için % 27 000 TL'den fazlasının 98.000 TL'si için 22.760 TL, (ücret gelirlerinde 148.000 TL'den fazlasının 148.000 TL'si için 36.260 TL), fazlası % 35, Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. Maddesine göre vergiye uyumlu mükelleflerin 01.2019 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde yararlanabileceği maksimum indirim tutarı: 1.200.000 TL olarak tespit edilmiştir.   Söz konusu tebliğe ulaşmak için tıklayınız.   Tebliğ hükümleri 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir.   Saygılarımızla.

  • 0 Konut, Mobilya, Taşıt ve Beyaz Eşya gibi Bazı Mal Teslimlerinde; Tapu Harcı, KDV ve ÖTV’de Yapılan İndirimlerin Süresini Uzatan Cumhurbaşkanlığı Kararları Resmi Gazete’de Yayımlandı.

    0.00 of 0 Oy

    Konut, Mobilya, Taşıt ve Beyaz Eşya gibi Bazı Mal Teslimlerinde; Tapu Harcı, KDV ve ÖTV’de Yapılan İndirimlerin Süresini Uzatan Cumhurbaşkanlığı Kararları Resmi Gazete’de Yayımlandı. Numara          : 2019-01-010 Tarih               : 5 Ocak 2019   535 sayılı “Bazı Bakanlar Kurulu Kararları ile 31/10/2018 Tarihli ve 287 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararının Eki Kararlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (Karar Sayısı: 535)” Cumhurbaşkanlığı Kararı 31.12.2018 tarihli ve 30642 sayılı 4. Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.   Bilindiği üzere 31.10.2018 Tarihli 287 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile işyeri, konut, taşıt, beyaz eşya ile mobilyaların KDV ve ÖTV oranlarında bazı indirim ve düzenlemeler yapılmıştı.   31.12.2018 Tarih ve 30642 Sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 535 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile söz konusu indirimlerin süresi 3 ay daha uzatılarak son tarih 31.03.2019 olarak belirlenmiştir.   Karara göre;   Konut ve iş yeri teslimlerinde alıcıdan % 2, satıcıdan % 2 olmak üzere toplam % 4 oranındaki tapu harçlarının % 4’den % 3’e (Alıcıdan % 1,5 – Satıcıdan % 1,5 olmak üzere ) indirilmesi uygulamasına 31.03.2019 tarihine kadar devam edilecektir,   (Arsa ve arazi alım satımında Alıcıdan % 2 Satıcıdan % 2 toplam % 4 oranında tapu harcı uygulanmaya devam edilecektir.)   KDV bakımından iş yeri ve % 18 orana tabi konut satışlarında %8 indirimli oran uygulamasına, 31.03.2019 tarihine kadar devam edilecektir,   (Teslimlerinde % 1 KDV oranı uygulanan konutlarda % 1 olarak devam edilecek; iş yeri, arsa ve arazi teslimlerindeki KDV oranı % 18 olarak uygulanmaya devam edilecektir.) Mobilya ve benzeri bazı malların tesliminde KDV oranı % 18 yerine 31.03.2019 tarihine kadar % 8 olarak uygulanacaktır.   (Bu satışlar nedeniyle Kanun’un 29/2. Maddesi kapsamında indirimli orandan dolayı KDV iadesi alınamayacağı belirlenmiştir.)   Türk Gümrük tarife cetvelinin; 8701.20 - 87.02 - 87.04  ve 87.05 numaralarında yer alan Ticari araç teslimlerinde 31.03.2019  kadar uygulanmak üzere KDV oranı % 18’den % 1’e indirilmiş   (Binek Otomobil Dışındaki Tüm Ticari Araçlar için. Ayrıca bu satışlar nedeniyle Kanun’un 29/2. Maddesi kapsamında indirimli orandan dolayı KDV iadesi alınamayacağı belirlenmiştir.)    1600 cc altı binek araç teslimlerinde ÖTV’de 15 puanlık indirim uygulamasına 31.03.2019 tarihine kadar devam edilecektir.   (G.İ.T.P  No 87.03 Binek otomobilleri ve esas itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş diğer motorlu taşıtlardan motor silindir hacmi 1600 cm³'ü geçmeyenlerden;   -      Özel tüketim vergisi matrahı 70.000 TL’yi aşmayanlar ÖTV oranı  % 45’ten % 30’a -      Özel tüketim vergisi matrahı 70.000 TL’yi aşıp, 120.000 TL’yi aşmayanlar ÖTV oranı  % 50’den % 35’e indirilmişti.)   Klima, buzdolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinası, süpürge, ısıtıcı ve elektrikli küçük ev aletleri gibi bazı beyaz eşyada % 6,7 olan ÖTV oranı 03.2019 tarihine kadar % 0 olarak uygulanacaktır.   540 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile; Türk Gümrük tarife cetvelinin; 87.11 numaralarında yer alan Motosikletlerin (Mopedler Dahil ve bir yardımcı motoru bulunan tekerlekli taşıtlar (sepetli olsun olmasın); ve sepetlerin (sepetler hariç) (Sadece elektrik motorlu olanlar hariç)) ÖTV oranı 31.03.2019 tarihine kadar %3’ten %0’a düşürülmüştür.   541 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile ise; römorklar ve yarı römorklar gibi ticari taşıtların KDV oranı yine 31.03.2019 tarihine kadar %1’e düşürülmüştür.   Söz konusu 535 Cumhurbaşkanı Kararına ulaşmak için tıklayınız.   Söz konusu 540 Cumhurbaşkanı Kararına ulaşmak için tıklayınız.   Söz konusu 541 Cumhurbaşkanı Kararına ulaşmak için tıklayınız.   Kararlar 01.01.2019 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yürürlüğe girmiştir.   Saygılarımızla.

  • 0 2019 Yılında Uygulanacak Asgari Geçim İndirimi Tutarları Belli Oldu.

    0.00 of 0 Oy

    2019 Yılında Uygulanacak Asgari Geçim İndirimi Tutarları Belli Oldu. Numara         : 2019-01-013 Tarih              : 4 01 2019 2019 yılı Asgari ücretin açıklanmasıyla birlikte Asgari Geçim İndirimi (AGİ) tutarları belirlendi. Asgari Geçim İndirimi işçinin bekâr, evli, eşi çalışan ya da çalışmayan ve çocuk sayısına göre değişiklik arz etmektedir. İşçinin durumuna göre alacağı AGİ tutarında da artışlar yaşanmaktadır. Asgari Geçim İndirimi devlet adına işveren tarafından ödenmektedir. İşveren ise, işçiye yapmış olduğu bu ödemeyi Muhtasar Beyannamesinde ödeyeceği Stopajdan düşerek kalan kısmını vergi olarak ödemektedir. AGİ tutarları tüm yıl için uygulanmaktadır. Yıl içerisinde Asgari Ücret tutarında yaşanabilecek değişiklik Asgari Geçim İndirimi tutarında herhangi bir değişikliğe yol açmamaktadır. 01.01.2019-31.12.2019 arasında uygulanacak asgari geçim indirimi tablosu aşağıda hazırlanmıştır. 2019 Sene Başı Asgari Ücret 558,00   2019 YILI ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ Çocuk Sayısı Bekar EVLİ Eşi Çalışmıyor Eşi Çalışıyor Yok 191,85 230,22 191,85 1 220,63 259,00 220,63 2 249,41 287,78 249,41 3 287,78 326,15 287,78 4 306,96 326,15 306,96 5 ve Üstü 326,15 326,15 326,15  

  • 0 7143 Sayılı Kanuna Göre Yapılandırması Bozulanlara İlave Süre Verilmesine İlişkin 5 Seri No.lu 7143 Sayılı Kanun Genel Tebliği Yayımlandı.

    0.00 of 0 Oy

    7143 Sayılı Kanuna Göre Yapılandırması Bozulanlara İlave Süre Verilmesine İlişkin 5 Seri No.lu 7143 Sayılı Kanun Genel Tebliği Yayımlandı. Numara         : 2019-01-015 Tarih              : 5.01.2019   Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7143 Sayılı Kanun’la ilgili 5 seri No.lu Genel Tebliğ 05.01.2019 tarihli ve 30646 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.   Bilindiği üzere; 7159 Sayılı “Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ” 28.12.2018 tarih ve 30639 Sayılı Resmî Gazete`de yayımlanmış ve Kanun’un 11. maddesi ile; 7143 Sayılı Kanun’a Geçici 2. Madde Eklenerek, Vadesinde Ödenmeyen Borçlara Ek Süre Verilmişti.   7143 Sayılı Kanun’la ilgili 5 seri No.lu Genel Tebliğ ile; 7143 sayılı Kanun’dan yararlanma hakkını kaybedenlerin durumu, 7143 sayılı yapılandırmada Taksit süresinin uzatılması, 7143 sayılı Kanunun 4. maddesinin onuncu fıkrası hükmünü ihlal edenlerin (pişmanlık ve ıslah hükümlerinden yararlanan ya da kanuni süresinden sonra kendiliğinden verilen beyannameler üzerine tahakkuk edecek alacaklar ile bildirilmeyen veya eksik tahakkuk eden emlak vergisi bildirimleri alacaklarının yapılandırılması) durumu, 7143 sayılı Kanunun 5. maddesi kapsamında matrah ve vergi artırımı hükümlerini ihlal edenler ile tahsil edilmiş tutarlar hakkında usul ve esaslara ilişkin açıklamalar yapılmıştır.   Buna göre; 7143 yapılandırması bozulanlara yeni bir hak daha verilmiştir. 7143 sayılı Kanundan yararlanma hakkını kaybedenlerin tekrar yapılandırma haklarının devamı için;   7143 sayılı yapılandırmada borçlarını yapılandırmış olması, 12.2018 tarihi itibari ile ödenmesi gereken taksitleri ödememiş olması ve 02.2019 tarihine kadar geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi gereken tutarları ödemesi,     Bu şartları yerine getirenlerin 7143 yapılandırma hakları kaldığı yerden devam edecektir.   Kanun hükümlerinden yeniden yararlanma imkânı için ayrıca yazılı bir başvuru aranılmayacaktır.   12.2018 tarihi itibarıyla ödenmesi gereken tutarları süresinde ödemeyerek Kanun hükümlerini ihlal eden borçlulara, ihlale neden olan tutarları ödemeleri gerektiği tarihten ödeme tarihine kadar (bu tarih dâhil) geçen süre için Kanunun 9. maddesinin altıncı fıkrasında belirlenen ve ödemede gecikilen her ay ve kesri için hesaplanması gereken geç ödeme zammı ile birlikte 28.02.2019 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ödemeleri halinde Kanun hükümlerinden yeniden yararlanma imkânı tanınmıştır.   Borçlu, Kanun kapsamında yapılandırdığı borçlarını, peşin ödeme seçeneğini tercih etmesi nedeniyle bu tutarlara ayrıca bir katsayı uygulanmaksızın 15.10.2018 tarihinden (bu tarih hariç) ödeme tarihine kadar (bu tarih dâhil) geçen süre (her ay ve kesri) için hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte 28.02.2019 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ödediği takdirde de kanun hükümlerinden yararlanabilecektir.   Kanun kapsamında 2018 yılı Aralık ve 2019 yılı Ocak ayında ödenmesi gereken taksitlerin ödeme süresi 28.02.2019 tarihine (bu tarih dâhil) uzatılmıştır. Söz konusu taksitlerin ödeme süresi tahsil dairelerince re’sen uzatılacağından, borçlulardan ayrıca yazılı başvuru aranılmayacaktır.   Ancak, 2019 yılı Şubat ayından itibaren ödenmesi gereken taksitlerin ödeme sürelerinde bir değişiklik söz konusu değildir.   Kanun’un 4. maddesinin onuncu fıkrası kapsamında yapılan beyan ve başvurular üzerine hesaplanan tutarları Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödemeyerek Kanun hükümlerini ihlal etmiş olanlar, 28.02.2019 tarihine (bu tarih dâhil) geç ödeme zammıyla birlikte, ödeme süresi gelmemiş taksitleri ödeyenler de fıkra hükümlerinden yararlanacak ve kesilmesi gereken vergi cezalarının kesilmesinden ve tahakkuk edip etmediğine bakılmaksızın bu alacaklar ve bunlara ilişkin fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilecektir.   7143 sayılı Kanun hükümlerini ihlal ettikten sonra, ihlale konu borçlarını 6183 sayılı Kanunun 48. maddesi çerçevesinde tecil ve taksitlendirme yaparak borçlarını ödemekte olan borçlular, bu  hükmünden yararlanmak istemeleri halinde ilgili vergi dairelerine başvurmaları ve yapılandırmanın ihya edilmesini talep etmeleri gerekmektedir.   Son olarak tebliğ; 7143 sayılı Kanun’dan yararlananların Kanun kapsamında yapacakları ödemelere ilişkin süreler konusunda düzenlemeler içermekte olup, Kanundan yararlanmak üzere süresinde başvurmayanlara yeni bir başvuru hakkı vermediğinden, süresinde başvuruda bulunmayan borçluların Kanundan yararlanma imkânı bulunmamaktadır.   Söz konusu Tebliğ için tıklayınız.   Saygılarımızla.  

  • 0 Devlet Destekli Alacak Sigortası Uygulaması 01.01.2019 Tarihinde Başladı.

    0.00 of 0 Oy

    Devlet Destekli Alacak Sigortası Uygulaması 01.01.2019 Tarihinde Başladı. Numara         : 2019-01-017 Tarih              : 5.01.2019   Bakanlar Kurulu’nun 04.06.2018 tarih ve 2018/11892 Sayılı, “Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere Yönelik Ticari Alacak Sigortası Sunulmasını İçeren Devlet Destekli Sistemin İşleyişine Dair Karar”ı, 22.06.2018 tarihli ve 30456 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.   Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere Yönelik Devlet Destekli Ticari Alacak Sigortasına ilişkin tarife ve talimatları belirleyen “Kobilere Yönelik Ticari Alacak Sigortası Sunulmasını İçeren Devlet Destekli Sistemin Çalışma Usul Ve Esaslarına Dair Tebliğ”i ise 24.12.2018 tarihli ve 30635 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.   Devlet Destekli Sistemin ve bu Sistemin işletilmesi için görevlendirilen Olağandışı Riskler Yönetim Merkezinin çalışma usul ve esaslarını belirleyen “Kobilere Yönelik Devlet Destekli Ticari Alacak Sigortası Tarife Ve Talimat Tebliğ”i de 24.12.2018 tarihli ve 30635 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.     Bilindiği üzere; Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere (KOBİ) yönelik Devlet Destekli Ticari Alacak Sigortası 01.01.2019 Tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.     Devlet Destekli Ticari Alacak Sigortası   Alacak sigortası, müşterilerine vadeli mal/hizmet satanların ödemelerini alamamaları durumunda zararlarını tazmin etmeyi amaçlayan bir sigorta sistemidir.   KOBİ'ler için ticari alacak sigortası kapsamındaki risklerin etkin bir şekilde koruma altına alınması amacıyla devlet destekli sistem oluşturulmuştur.   Alacakları tahsil edememe riskine karşı koruma sağlayan alacak sigortasının KOBİ’ler arasında yaygınlaşmasını sağlamak üzere devlet destekli milli bir model oluşturulmuştur.     Sistem Hakkında Genel Bilgi   Sigorta modelinin işletme operasyonları Halk Sigorta A.Ş tarafından yönetilecek Bilgi işlem altyapısı Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi tarafından oluşturulacaktır. Poliçe satışı sistem kapsamındaki sigorta şirketleri tarafından yürütülecektir. Sigorta şirketleri ve KOBİ’ler, SBM tarafından altyapısı sağlanan skorlama sistemi vasıtasıyla prim ve teminat miktarları ile ilgili bilgiye erişebilecektir. Sistem kapsamında 120, 180 ya da 360 gün vadeli satışlar için teminat sağlanacaktır.     Devlet Destekli Alacak Sigortası Sistemi’nin Kapsamı   Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 01.01.2019 tarihinde başlatılan Devlet Destekli Alacak Sigortası Sistemi kapsamında:   Bakanlık tarafından bir sigorta havuzu kurularak KOBİ’lerin alacakları garanti altına alınarak alacaklarını tahsil edememeleri durumunda, alacaklarının önemli bir miktarı bu havuz tarafından ödenecektir.   Sistem kapsamında üstlenilen risklerin, ulusal ve uluslararası sigortacılık piyasası, sermaye piyasası ve benzeri piyasalardan koruma temin edilemeyen kısmı, uygun bir bedel karşılığında Devlet tarafından taahhüt edilir.     Küçük ve Orta Ölçekli İşletme (KOBİ) Nedir?   İlk etapta sistemden mikro ve küçük ölçekli KOBİ’ler faydalanabilecektir.   Alacak sigortası, 19.10.2005 tarihli ve 2005/9617 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelikte mikro ve küçük işletmeler olarak tanımlanan işletmelerden aşağıda belirtilen koşulları sağlayanlara sunulur:   a) Başvuru tarihinden itibaren en az iki yıl önce kurulan, b) Merkez tarafından belirlenen risk değerlendirme kriterlerini sağlayan.   Mikro işletme: On kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri üç milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler.   Küçük işletme: Elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri yirmibeş milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler.     Risk Değerlendirilmesi Nedir?   Alacak sigortası kapsamında teminat verilecek alıcılara ilişkin risk değerlendirmesinde kullanılacak kriterler Merkez tarafından belirlenir. Risk değerlendirmesinde, sigorta talebinde bulunan işletmenin vadeli satışlardan elde ettiği cirosunun en az %50’sini oluşturan ve ciro büyüklüğüne göre büyükten küçüğe doğru sıralanan alıcıları dikkate alınır. Risk değerlendirmesi sonucunda, bu alıcılardan her birine “1 (en düşük riskli)” ile “6 (en yüksek riskli)” arasında skor verilir.   Risk değerlendirmesi sonucunda, bu alıcılardan her birine "1 (en düşük riskli)" ile "6 (en yüksek riskli)" arasında skor verilecek. Skoru 6 olan alıcılara alacak sigortası kapsamında kredi limiti sağlanmayacaktır.     Prim Ve Azami Teminat Tutarı   Prim hesabında, alacak sigortası talebinde bulunan işletmenin son mali yılda vadeli satışlardan elde ettiği cirosu esas alınır. Net prim ve azami teminat tutarı, vadeli satışlardan elde edilen ciro esas alınmak suretiyle, aşağıdaki tablo kullanılarak hesaplanır:     120 güne kadar vadeli satışlar için 180 güne kadar vadeli satışlar için 360 güne kadar vadeli satışlar için Azami Teminat tutarı VADELİ SATIŞLARDAN ELDE EDİLEN CİRO (TL) ORAN(%) ORAN(%) ORAN(%) NET PRİMİN KATI 0-3.000.000         0,50         0,80           1,40 10 3.000.001-5.000.000         0,45         0,70         1,23 10 5.000.001-10.000.000         0,42         0,60         1,05 10 10.000.001-15,000.000         0,40         0,50         0,88 15 15.000.001-20.000.000         0,35         0,45         0,79 15 20.000.001-25.000.000         0,32         0,40         0,70 15     Primler taksit şeklinde ödenebilecek ve peşin ödenmesi durumunda %10 indirim sağlanacaktır.   Prim tutarı, en az % 25'i peşin ve geri kalanı en fazla üç taksit olacak şekilde ödenmesi koşuluyla, kredi kartı ve benzeri başka düzenli ödeme yöntemleriyle taksitlendirilebilecektir.     Kredi Limitleri Nedir?   Risk değerlendirmesi sonucunda skoru 6 olan alıcılara alacak sigortası kapsamında kredi limiti sağlanmaz.   1 ile 5 arasında olan her bir alıcıya, alacak sigortası talebinde bulunan işletmenin vadeli satışlardan elde edilen cirosuna göre aşağıda yer alan tabloda belirtilen azami tutarları geçmemek üzere kredi limiti sağlanır:   VADELİ SATIŞLARDAN ELDE EDİLEN CİRO (TL) ALICI BAŞINA AZAMİ KREDİ LİMİTİ (TL) 0-5.000.000 100.000 5.000.001 -15.000.000 200 15.000.001 - 25.000.000 300.000     Ödenecek Prim Ne Olacaktır?   Standart bir prim yoktur. Sigorta yaptıracak KOBİ’nin sigortalatacağı vadeli alacağına, vadeli alacağın (120, 180 veya 360 gün) süresine göre değişmektedir.     Teminat Oranı Ve Muafiyet Tutarı   Alacak sigortası kapsamında kredi limiti sağlanan alıcılar için uygulanan teminat oranları poliçede belirtilir. Teminat oranları ilgili alıcının skoruna göre, %70 ile %90 arasında belirlenir.   Sigorta dönemi içerisinde meydana gelen zararlar; zararın 2.500 TL’nin altında kalması durumunda sigortalı tarafından, 2.500 TL’yi aşması durumunda ise teminat oranları kapsamında Merkez tarafından ödenir.   Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere Yönelik Ticari Alacak Sigortası Sunulmasını İçeren Devlet Destekli Sistemin İşleyişine Dair Karar için tıklayınız.   Kobilere Yönelik Ticari Alacak Sigortası Sunulmasını İçeren Devlet Destekli Sistemin Çalışma Usul Ve Esaslarına Dair Tebliğ için tıklayınız.   Kobilere Yönelik Devlet Destekli Ticari Alacak Sigortası Tarife Ve Talimat Tebliği için tıklayınız.   Saygılarımızla.